Poz Afis

POZ: Gerçekler kadraja sığar mı?

Selin Akgül – twitter.com/orbispictus

İkincikat Tiyatro’nun yaz aylarında başlattığı “Yarının Oyunları” adlı projesinin ikinci oyunu POZ, sahnelendiği ilk günden bu yana tiyatro severlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Projenin en önemli özelliği, konu başlıklarının izleyiciler tarafından belirlenmesi ve senaryoyu ya da yönetmenliği kimin yapacağına kura ile karar verilmesi. Selen Uçer, Esra Dermancıoğlu, Gülce Oral ve Banu Çiçek Barutçugil’in hayat verdiği dört kadının çatışmalı hikayesine odaklanan oyunun senaryosu Deniz Madanoğlu’na ait. Oyunun yönetmenliğini ve ışık tasarımını Sami Berat Marçalı yaparken, dekor tasarımı Elif Sönmez Horozoğlu’na ve kostüm tasarımı ise Hakan Akkaya’ya ait.

Üniversite hocası ve fotoğrafçı Rıdvan Kahraman’ın ölümünden bir yıl sonra çekilecek olan belgesel için, gazetecinin eşi ve aynı zamanda Halkın Adalet Partisi’nin başına geçmeye hazırlanan Fazilet Kahraman ile birlikte, Rıdvan Kahraman’ın 25 yıllık sekreteri ve yardımcısı Azra ve manevi kızı İrem bir araya gelirler. Betül ise bu üç kadının belgeselini çekecektir. Ancak olay belgesel çekiminin sınırlarını aşar ve dört kadının kendi sırlarının deşifresi edilmesi ve bunlarla yüzleşme hikayesine dönüşür.

Poz (2)

Oyunun ana başlığı olan “ahlak” konusu, oyunun her bir damarına işler. Çok katmanlı yapıya sahip olan oyunun en büyük becerisi, zaten dört kadının birbiriyle olduğu kadar hayatla kurduğu etik ilişkiyi de sorgulatmasıdır. Rıdvan Kahraman’ın çektiği fotoğrafın etik boyutu ile Betül’ün bir belgeseci olarak sahip olduğu etik paralel seyreder. Her ikisi de bir “poz” yakalama derdindedir; Kahraman, bir kimyasal saldırı sırasında tüm ailesini kaybetmiş bir kızın fotoğrafını çekmiştir, Betül ise izleyicilerin de şahitliğinde Kahraman’ın hayatındaki üç kadının hikayesini kurgulama derdindedir. Ancak, her ikisi de gerçekliği bozarak, kendi yarattıkları pozu yakalamanın peşinde koşmaktadır. Ancak, kameranın arkasında duran kişinin sorumluluğu nedir ve gerçeklik nedir sorgulamaları her ikisinin de peşini bırakmaz.

Öte yandan, politikaya atılmaya hazırlanan Fazilet’in kocasıyla kurduğu ilişki kadar asistanları Azra ile kurduğu ilişki de oyunun başat izleklerinden biridir. Fazilet, bir politikacı olarak güçlü görünmek ve bir imaj yaratmak zorundadır, ancak deşifre olmuş her bir yalanla birlikte, takındığı personasını indirecektir ve Azra ile kurduğu çıkar ilişkisi ortaya saçılacaktır. Fazilet’in güç ve iktidar elde etme arzusu ile birlikte Azra’nın herkesten sakladığı sırlar gün yüzüne çıkınca, Kahraman’ın ölümü ile bir süre daha devam ettirilmeye çalışmış mutluluk tablosu çözülmeye başlayacaktır.

Poz (6)

Çok tartışmalı bir konu olan “ahlak” temasını bu denli grift bir hikaye ile ele almak ve her bir sözcükte hayata dair tüm ahlak sorgulamalarını karşımıza dikmek o kadar kolay değil. Üstelik ahlak sorgulamasının altını koyu çizgilerle çizerek didaktik olmaktan uzaklaşabilmek her yiğidin harcı değil. Deniz Madanoğlu, böylesi bir zorluğun üstesinden çok başarılı bir şekilde gelerek, ahlak kavramının her yönünü ince ince sorguluyor, sorgulatıyor. Üstelik mizahi tonlamanın dozunu hiç abartmadan.

Poz, oldukça zorlu bir meselenin altından ustalıklı ve incelikli bir şekilde gelebilmesiyle dikkat çekici bir oyun. Tevekkül kültürü ile yetişmiş bir toplum olarak kendi gerçekliğimizle yüzleşmemiz her zaman acı verici ve zorlu olmuştur. Hele ki, sakladığımız sırlarla beraber iç yüzümüz ortaya döküldüğünde çatışma çok daha kuvvetli olur. Poz’da da bir anda bir çözülme yaşanmıyor, aksine olayların beklenilenin aksi yönde ilerlemesiyle tüm karakterler çözülmek zorunda kalıyor. Ancak ortaya çıkan gerçekler kadar karakterlerin deşifre edilmiş sırlarla başa çıkma yöntemleri de izleyiciyi tekrar bir sorgulamaya itiyor. Oyunun sonunda çekilmiş fotoğraf, artık çok başka anlamlara bürünüyor.

Reklam